Sektör ‘Ceyhan’ müjdesi bekliyor
Plastik sektörü temsilcileri, ham madde işleyen tesislerin artmasını, enerji maliyetlerinde destek sunulmasını ve nitelikli çalışan sorununun çözülmesini bekliyor.
Birden fazla petrokimya tesisinin planlandığı Ceyhan projesinin devreye girmesi en büyük beklentiler arasında.
Küresel piyasalarda plastik sektörünü gelecek yıl en çok inşaat, otomotiv, paketleme ve elektrik elektronik alanındaki talep büyütecek. 2022’de 599 milyar dolar, geçen yıl da 624 milyar dolar olan iş hacmi, 2033 itibariyle 943 milyar dolara ulaşacak (Bu noktada kategorilere göre hesaplamaların farklı olduğu notunu düşelim). Yıllık ortalama yüzde 4,2 büyüme hesaplanıyor. Görülüyor ki geri dönüşüm imkanları hızlı oranda artan plastik, gelecek dönemlerde de endüstrilerin ve nihai tüketicinin temel ihtiyaçlarını gidermeye devam edecek.
Küreseldeki bu büyüme, Türkiye plastik ve kauçuk endüstrisi için de büyük önem taşıyor kuşkusuz. 40 milyar dolar cirosu, 7 milyar doların üzerinde ihracatı olan sektör, Avrupa’nın ikinci, dünyanın ise 6’ncı büyük endüstrisi. Üstelik, hammaddesi ithalata dayalı olmasına karşın Türkiye’de de hızlı bir büyüme içerisinde. Sektör temsilcileri, hammadde işleyen tesislerin artmasını, enerji maliyetlerinde destek sunulmasını ve nitelikli çalışan sorununun çözülmesini bekliyor. Birden fazla petrokimya tesisinin planlandığı Ceyhan projesinin devreye girmesi en büyük beklentiler arasında.
İKMİB BAŞKANI ADİL PELİSTER:
Türkiye’de, plastiğin hammadde tedariki açısından 5 petrokimya tesisine ihtiyaç var.
Kimya sektörü 2024 yılı ilk dokuz ayında 23,1 milyar dolar ihracat gerçekleştirerek bu dönem için yüzde 4,2 büyüdü. İhracattaki en büyük kalemin plastik sektöründen geldi. 2024 yılı ilk üççeyreği itibarıyla yaklaşık 3,09 milyon ton plastik ihraç edildi. 2024 yılı ilk üççeyreğinde gerçekleşen bu ihracatın yaklaşık 1,74 milyon tonu plastik mamul, geriye kalan 1,35 milyon tonu ise plastik hammadde sektöründen geldi. Sektör, 7,05 milyar dolarlık ihracat ile Türkiye’nin en fazla ihracat yapan ikinci sektörü konumunda bulunan kimya sektörü içinde en çok ihracata sahip alt sektör konumunda yer alıyor. Türk kimya sektörünün hammadde bakımından yüzde 70 dışa bağımlıdır. Bu oran plastikler ve mamullerinde yüzde 90’ı bulabilmektedir. Plastik sektörünün hammadde tedariği açısından Türkiye’de en az beş petrokimya tesisinin kurulması gerekiyor. Bu tesislerin kurulması plastik hammaddeler için önemli olduğu kadar petrokimyanın kimyasal türevlerinin üretilmesine de çok büyük katkı yapacaktır. Yaşamın hemen her alanında etkisini hissettiren sektörümüz, tarımdan gıdaya, ilaçtan tekstile, otomotivden enerjiye kadar çok çeşitli endüstrilere hizmet ediyor. Günlük hayatımızdaki birçok ürünün temelini kimya ürünleri ve malzemeleri oluşturuyor.
PLASFED BAŞKANI ÖMER KARADENİZ:
Geri dönüşüm sektörümüz, çevre ve ekonomi için son derece önemlidir.
Dünyanın bütün gelişmiş ülkelerinde sıfır atık projesi son derece önemli bir konu başlığıdır. 1 Ocak 2025 itibarıyla Depozito İade Sistemi (DİS) uygulamaya geçecekken ertelendi. DİS, hem ekonomi, hem de çevremiz için kaçınılmaz bir uygulamadır. Geri dönüşümün ekonomimize katacağı değer konusu halkımız tarafından yeterli ölçüde bilinmiyor. Maalesef yeterli düzenlemeler yapılmadığı için, halkımız da gerekli hassasiyeti gösteremiyor. Bizim gibi hammadde fakiri ülkelerde geri dönüşüm çok büyük önem taşıyor. Hammadde üretilememekte, yurt dışından taşınmaktadır. Her türlü şişe, pet, cam gibi ürünler DİS ile geri dönüştürülebilecektir. Bu durum büyük imkanlar yaratacaktır. DİS’i destekliyoruz. Gelişmiş ülkelerde yaklaşık 40 yıldır Kaynağında Ayrıştırma Sistemi (KAS) uygulanıyor. DİS’ten önce KAS düşünülmeli ve bu konuda gerekli alt yapı oluşturulmalı. Ne yazık ki bu konuda ülkemiz istenilen noktaya gelememiştir. Hiç beklemeden ayrıştırma sistemine geçiş yapmalıyız. KAS’ın öneminin anlaşılması için elimizden geleni yapmalıyız. Çocuklarımıza daha güzel bir çevre bırakabilmek için uğraşıyoruz. Dövizimiz yurt dışına kaçmasın, gitmesin diye çabalıyoruz. KAS için merkezi yönetimin ve yerel yönetimlerin eşliğiyle çalışmalarımızı hızlandırmalıyız. Böylelikle hammadde açığını da bir nebze olsun ortadan kaldırmış oluruz.
PAGEV BAŞKANI YAVUZ EROĞLU:
İhracatta 2025 ikinci çeyrek başından itibaren kuvvetli artış bekleyebiliriz.
Plastik sektöründe kapasite kullanımı 2024 yılının ilk yarısında 2023 yılının eş aylarına kıyasla yüzde 1,2 puan yukarıda ve yüzde 76,8 olarak gerçekleşti. Plastik mamul sektöründe miktar bazında, 2024 yılının ilk yarısında ihracatın üretim içindeki payı yüzde 26 ve ithalatın yurtiçi tüketim içindeki payı da yüzde 9 olarak ortaya çıktı. 2024 yılının sonunda 2023 yılına kıyasla üretimin miktar bazında yüzde 3,2 ithalatın yüzde 1,8 ihracatın yüzde 0,9 yurtiçi tüketimin yüzde 3,8 azalacağı ve dış ticaret açığının da yüzde 0,5 gerileyeceği tahmin edilmektedir.
Bu varsayıma göre plastik mamul sektöründe 2024 yılında 1 milyon 842 bin ton dış ticaret fazlası verileceği, üretimin yüzde 26’sının ihraç edileceği, yurt içi tüketimin yüzde 9’unun da ithalatla karşılanacağı tahmin edilmektedir. Plastik mamul sektöründe değer bazında, 2024 yılının ilk yarısında ihracatın üretim içindeki payı yüzde 13’e ithalatın yurtiçi tüketim içindeki payı da yüzde 8’e gerilemiştir. 2024 yılının sonunda üretimin değer bazında yüzde 13’ünün ihraç edileceği, yurtiçi tüketimin yüzde 8’inin ithal edileceği tahmin edilmektedir. 2024 yılında 2023 yılına kıyasla üretimin değer bazında yüzde 24,4 ve yurt içi tüketimin yüzde 26,3 artacağı, ithalatın yüzde 4,3 ihracatın yüzde 2,4 azalacağı dış ticaret açığının yüzde 0,1 artacağı tahmin edilmektedir.